5 Nisan 2017 Çarşamba

ALLAH’tan başka hüküm koyucu mu

Peygamber Kuran dışında kendiliğinden “dine hüküm koyma” yetkisine sahip midir? Kuran dışında vahiy almış mıdır?

Peygamber vahiyle paralel olarak, tıpkı hakim’in anayasa ve kanunlara bağlı olarak hüküm vermesi gibi hüküm verebilir fakat dinde yasama yetkisi Allah’ındır. Bunu inkar edenler Araf 157: o Peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten meneder, onlara temiz şeyleri helâl, pis şeyleri haram kılar. ayetini göstererek peygamberin koyduğu helal ve haramlar olması gerektiğini, bu nedenle dinin hadise muhtaç olduğunu iddia etmektedirler. Fakat bu ayet kuran bağlamında değerlendirildiğinde anlaşılması gereken şudur: peygamber de vahiy (Kuran) ile aldığı haram ve helali açıkça beyan ederek insanları sakındırmaktadır. Bu anlayış aşağıdaki ayetlerle doğrulanmaktadır:


Enam 114: “ALLAH’tan başka hüküm koyucu mu arayayım? Oysa O size kitabı ayrıntılı bir şekilde indirmiştir…”


Kehf 26: De ki: Allah, ne kadar durduklarını daha iyi bilir; göklerin ve yerin gaybını bilmek O’na mahsustur. O, öyle güzel görür, öyle güzel işitir ki!… Bütün gökler ve yer halkına, O’ndan başka hiç bir veli yoktur. O, hiç kimseyi, hükmünde ortak yapmaz.


Yusuf 40: O’nun berisinde sizin ve atalarınızın kutsadığı isimlere tapıyorsunuz. ALLAH, onlar hakkında bir kanıt indirmemiştir. Hüküm yalnız ALLAH’ındır. O kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. İşte dosdoğru din budur. Lakin insanların çoğu bilmezler.


Araf 2: Sana indirilmiş bir kitap. Onunla uyarmak ve müminlere mesaj olması hususunda içinde bir sıkıntı olmasın.


Maide 48: Ve (Ey Muhammed) sana ellerindeki kitapları tasdik edici (doğrulayıcı) ve onu koruyucu olarak bu Kitab’i hakk ile indirdik. Artık onların aralarında Allah’in indirdiğiyle hükmet ve sana Hakk’tan gelenden ayrılıp da onların hevâlarına uyma. Sizin hepinizin dönüşü Allah’adır. O zaman hakkında ayrılığa düştüğünüz şeyleri, size haber verecek.


Maide 49: (Sana şu talîmati verdik): Aralarında Allah’in indirdigi ile hükmet ve onlarin arzularina uyma. Allah’in sana indirdiği hükümlerin bir kısmından seni saptiımamalarına dikkat et. Eğer (hükümden) yüz çevirirlerse bil ki (bununla) Allah ancak, günahlarının bir kısmını onların başına belâ etmek ister. Insanlarin birçogu da zaten yoldan çikmislardir.


Maide 50: Yoksa cahiliye dönemindeki yasaları mı arıyorlar? Bilgiye dayanan kesin inanç sahipleri için ALLAH’tan daha güzel yasa koyucu olabilir mi?


Yunus 15: Ve onlara âyetlerimiz, delillerle okunduğu zaman Bize ulaşmayı dilemeyen kimseler şöyle dedi: “Bize bundan başka bir Kur’ân getir veya O’nu değiştir.” De ki: “O’nu, kendi nefsimden (bir şey) ilka ederek benim değiştirmem olamaz. Ben ancak bana vahyolunan şeye tâbî olurum. Şâyet Rabbime asi olursam muhakkak ki ben, büyük günün azabından korkarım.”


İsra 73: Onlar neredeyse sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı uydurman için seni fitneye düşüreceklerdi.


Hakka 44-47: Eğer Peygamber bize atfen bazı sözler uydurmaya kalkışsaydı, elbette onu bundan dolayı kıskıvrak yakalardık; sonra da onun şah damarını keser atardık. Hiçbiriniz buna engel de olamazdınız.


Hadislerin uydurma olduğu ile ilgili DELİL:


Nisa 127: O kadınlar hakkında senden fetva istiyorlar, de ki: Onlar hakkındaki fetvayı Allah veriyor ve kendilerine verilmesi icap eden mirası vermediğiniz ve beğenip almadığınız yetim kızlarla aciz çocuklar hakkında ve yetimlere adaletle muamele hususunda işte size kitapta okunan hüküm. Hayra ait neler yaparsanız şüphe yok ki Allah hepsini bilir.


GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ PEYGAMBER’DEN FETVA İSTEDİKLERİNDE ALLAH DURUMA MÜDEHALE EDİP “AYET” GÖNDERMEKTEDİR. HÜKÜM, PEYGAMBERE BIRAKILMAMAKTADIR.


Ayrıca Maide Suresi 101. ayeti de bu durumu desteklemektedir: Ey iman edenler! Açıklanırsa hoşunuza gitmeyecek olan şeyleri sormayın. Eğer Kur’an indirilirken onları sorarsanız size açıklanır. (Açıklanmadığına göre) Allah onları affetmiştir. (Siz sorup da başınıza iş çıkarmayın). Allah çok bağışlayıcıdır, aceleci değildir. Bu ayette “Kur’an indirilirken sorarsanız size açıklanır” buyruluyor. Demek ki Resul, Kuran ‘a göre hükmediyordu. Referansı Kuran idi. “Kuran tamamlanınca hala aciklanmamış bir şey varsa onu sormayın” diyor. Kuran’da her şeyi ayrıntılı olarak açıkladığını, hiç bir eksik bırakmadığını da ifade ediyor:


Enam 114: Allah size kitabı, içinde herşey inceden inceye açıklanmış olarak göndermişken Allah’tan başkasını mı hakem isteyeceğim?


Yani bir kul olarak Peygamberimizin de bizlerin de hesaba çekilip sorgulanacağı vahiy yalnızca “Kuran’dır”.


Bu tespiti şu ayet-i kerime desteklemektedir:


Zuhruf 44: Ve muhakkak ki o (Kur’an), hem senin için, hem kavmin için bir şereftir ve ileride ondan mes’ul olacaksınız.


Peki Muhammed peygamberimiz Kuran dışında vahiy almış mıdır? Evet, Muhammed Peygamberimiz Kuran dışında da vahiy almış olabilir, aynı Hz.İbrahim (r.a) , Meryem (ra), Musa`nın annesi, İsa’nın havarileri (Maide 111) bal arısı (Nahl suresi) ve Kurandaki diğer örnekleri gibi. Ancak bu vahiyler risalet gereği değildir, günlük olaylarla sınırlıdır, evrenselliği ve dinde bir bağlayıcılığı yoktur. Bunun dayanağı şu ayettir: Ve hani Peygamber, eşlerinden birine gizli bir şey söylemişti de o, bu sözü, başkasına haber verince ve Allah da bunu, Peygambere açınca Peygamber, bu olayın bir kısmını söylemiş, bir kısmındansa vazgeçmiş, söylememişti. Peygamber, bunu eşine haber verince o, kim haber verdi bunu sana demişti, o da demişti ki: Her şeyi bilen haber verdi bana, her şeyden haberdar olan. (Tahrim 3) Bu vahiy, bal arısı ile Allah arasinda olan vahiy gibi insanlığı ilgilendirmeyen bir vahiy çeşididir. Kavram kargaşası yaşayanlar buna “İlham” da diyebilirler. Bunun harici vahiyler, yani bizi ilgilendirenler Kuran’dan ibarettir. “Kuran yetmez deyip peygamberin dinle ilgili hüküm koyucu vahiyler aldığını düşünenlere, 200 yıl sonraki kitaplarla dinin tamamlandığını düşünenler şu ayetin üzerinde de düşünsünler: ,


Maide 3: Bugün sizin dîninizi kemâle erdirdim. Ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Ayrıca Kuran’ın hadisler olmazsa anlaşılmaz olduğunu savunan hadisçilere şu soruyu soruyorum: Hadisleriniz arasında neden şu şekilde tek bir hadis bile yok?


X suresindeki Y ile ilgili ayetler geldiğinde biz anlamadık, Resulullah’a götürdük. O da bize “…” diye bu ayetleri açıkladı.


veya


Biz Y ayeti indikten sonra ayetteki hüküm genel midir anlayamadık, Resulullah’a götürdük. O da: “Hayır o ayet münferit X olayı üzerine inen ve sadece X olayını ilgilendiren bir ayettir, genel anlamayın” dedi.


Kuranın olmazsa olmaz açıklayıcısı olduğunu iddia ettiğiniz hadislerinizde neden böyle hadisler yok?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder